Tam 12 yıldır ülkemizin başında olan Akp (Adalet ve Kalkınma Partisi) ülkemizde ki belkide en güçlü hükumeti olmuştur.3 Kasım 2002 tarihinde ülkemizde iktidarı eline geçiren bu parti halkımızın büyük çoğunluğunun gözünde ilk bir kaç yıl beklentisiz olarak '' başımızda biri olsun'' mantığıyla düşünmesi ve sonrasında gelen kimine göre başarı kimine göre ihanet olan bir sürece cennet vatan Türkiye'mizi sürüklemişlerdir.
3 Kasım 2002 yılında ben daha gençliğimin yeni başladığı yıllar ve siyasetle uğraşmaya başladığım okuyup araştırdığım çevremde ki insanların neler dediğini öğrenmek için ne kadar doğru ne kadar yanlış bunları çözümleme dönemim yani bir siyasi kimlik oluşturma dönemlerimdi.Bu dönemi hatırladığım kadarıyla size anlatmaya çalışacağım.Ülkemizde 90'lı yıllarından başından beri bir düzen kurulamıyordu,Koalisyonu Koalisyon izliyor idi. 90'lı yılların başlarında ülkemizde bir istikrar yoktu ve bu insanları çok zor durumda bırakıyordu.Doğumuzda Pkk sorunu ve Asala,batımızda Yunanistan olan münasebetimiz,Güneyimizde Suriye ve Irak,Kuzeyimizde yeni dağılmış S.S.C.B ve onun getirdiği gerginlik ve sıkıntılar,borçlar geçim zorlukları insanların ve devletin dertten kafasını kaldıracak vakit bulamıyorlardı.Ülke harap ve bitap düşmüş bir durumda idi.Hükümetler dayanıksız direk dağılıyordu tam anlamıyla günlük yaşanıyordu bir politika yoktu anlıktı herşey bugün ne olduysa ne koparırsak hesabı.Bu sıkıntılar içinde 90'lı yıllarda çevremizde olan gelişmeler Yugoslavya Dağıldı,S.S.C.B dağıldı,Suriye ile iki kez savaş konumuna geldik,Yunanistan ile Kardak Adaları ve Sınır sorunları,Bulgaristan ile sınır sorunları ve Bulgaristan hükumetinin uyguladığı Anti-Türk faaliyetler,Pkk ile yapılan askeri müdahale,Azerbaycan-Ermenistan savaşında Hocalı ve Karabağ Soykırımları,Boşnak-Hırvat-Sırp Savaşı yani Kosova savaşı,Irak'ta yaşanan iki savaş ve Saddam'dan kaçan milyonlarca Kürtün sınırımıza dayanıp Türkiye'nin onları devletin ülkeye koşulsuz şartsız alması,ülkemizde depremler.Bu tarz gelişmeler sonucunda ülkemiz hem ekonomik hem siyasi gelişmeler içinde boğulup kalmıştı.99 yılı ülkemizde ekonomik sıkıntılar tavan yapmıştı ve krizi artık iliklerimize kadar hissetmeye başlamıştık,bankalar batıyor,ülkemizde ki paralar dışarıya çıkıyordu.
3 Kasım 2002 erken seçimleri yine aynı tas aynı hamam kafasıyla gidilmişti tekrar bir koalisyon olur ve yine değişen bir şey olmayacaktı görüşüne sahipti.67 milyon insanın neredeyse hepsinin görüşü bu yöndeydi.2002-2013 döneminde öncelikle ekonomi de başka bir yöntem denendi ve düzlüğe çıkmayı başardık sonrasında bizi Irak-Abd savaşı ve Saddam Hüseyin'in devrilişi ve bizimle ilgili önemli gelişmelerden biriydi, dış siyasette gelişmeler sağlandı ve bu gelişmeler ışığında büyük adımlar atıldı,bazı ülkelerle vizeler kalktı, Avrupa Birliği sürecinde adımlar atıldı,ülkemizde önemli yatırımlar yapıldı,Ekonomimiz büyüdü,Sosyal anlamında gelişmeler sağlandı.Bu tarz iyi gelişmelerin altında ancak kirli oyunlar yatıyordu bu oyunlar ise peşkeşler,yolsuzluklar ve diktamsı bir rejime geçiş gibi çeşitli yapılandırmalar,tarikat ve cemaatlerin ülkenin en içlerine sızması,yabancılara toprak satışı,azınlıklara gizliden haklar verilmesi,milli duygudan insanlardan yoksunlaştırmak gibi çeşitli faaliyetler güdülmüştür.Bu faaliyetler ülkemizde çok farklı yansımaları oldu.Dine bakış açısı değişti,Irkçılık baş göstermeye başladı,2000 öncesinde yiyecek ekmeği olmayan bir takım hükumet yandaşlarının bir anda ülkenin en zenginleri konumuna gelerek ülke genelinde ki ekonomik dengelerin bozulması ve haksız kazanç , yolsuzluk gibi ülkemizde var olan ancak bu dönem kadar artmayan bir süreç olmuştur.
Ülkemizdeki gençlerin dine bakış açısı hakkında şunları söyleyeceğim.Din insanları birleştiren bütünleştiren ve insan ahlakını düzenleyen parçaların sistematik olarak birleşmiş halidir.Dinin içinde yapılması gereken kurallar ile beraber sosyal yaşantımızda yapılmaması gerek ancak kitaplarda zorunluluk olarak yazmasa dahi toplum yapısı ve dinamikleri için yapılması sakıncalı olan eylemler bulunur.Örnek vermek gerekirse yalan söylememek,iftira atmamak,hırsızlık yapmamak,insanlara kötü davranmamak zulüm etmemek gibi çeşitli toplum yapısına ait gerek yazılı gerek yazılı olmayan kurallar vardır.Benim şahsi fikrim şudur ki ahlaklı insan diğer insanlara saygısı olan insan iyi insandır ve bu insan 5 vakit namaz kılıp ,oruç tutan,zekat veren,hacca gidip her türlü ahlaksızlığı yapan insandan daha çok yüce yaratıcı katında değerlidir.İşte ülkemizde ki dini bakış açının değişmesinin büyük sebebi de ne kadar dindar olsalar dahi ahlaki yönde zayıf olan bir başbakan ve yandaşlarının olması, inanıp ta dini vecibelerini yerine getirmekte zorlanan insanlar bu hükumeti gördükçe daha çok dinden uzaklaştı ''bunların ki dinse ben bunların inandığı dine inanmıyorum'' gibi cümleler kullanmaya başladılar ve ülkemizde ben ne kadar büyük bir kısmının özenme veyahut farklılık yaratmış olma fikriyle yola çıktığını düşünsem de Ateist,Deist yapıya itti ve bu insanlar da ne yaptıklarını tam anlamıyla bilmiyorlar size bir istatistik vermek istiyorum.Ülkemizde ki Ateistlerin %61'i Allah'a inanıyor düşünün nasıl bir kafa yapısı veya bilgisizlikle karşı karşıyayız ben bu durumdan Akp'nin sorumlu olduğunu düşünüyorum benim gibi düşünende çok sayıda insanla da tanıştım.Ülkemiz dini anlamda durum budur.
Ülkemizde ırkçılık konusu aslında daha öncelerde de var olan bir şeydi 1960'lı yıllara kadar varlığı sürdürmüş bir ideolojiydi ancak bu yıllardan sonra neredeyse 45 yıl varlığından haberdar değil idi insanlar çünkü ülkücülerin arasında eriyip giden bir topluluktu.Ancak son 5 yıldır ülkemizde göstere göstere geliyoruz dermiş gibi görünmeye başlandı.Aslında ülkemizde tam anlamıyla bir ırkçılık hiç bir zaman mevcut olmadı yani şöyle diyeyim bir Neo-Nazi ve İtalyan Faşizmi Anti-Semitizm gibi bir durum mevcut değildi.Aslına bakarsanız Türk ırkçılığı Türk Milliyetçiliği anlamına geliyor.Türk için Türk'e göre Türk tarafından gibi bir görüş mevcut,düşmanları tarihi düşmanlardan seçerler bütün ırklara düşmanlık beslemezler.Din ve mezhep ayrımı yapılmaz çünkü dini ve mezhepsel ayrımların büyük ülkü Turan'ı zedeleyeceğini düşünürler.Türkiye'de bu ideolojinin artması,sempatizanının artmasının sebeplerinin en başından birisi mevcut hükumetin dış politikada düştüğü güç durumlar ve azınlıkları hak verilecek kaygısının doğurduğu sinir veya tepkidir. Hükumetin milliyetçilik hakkındaki ters tavrı ve sürekli Arap ve Türk olmayan unsurların üzerine düşmesi ancak konu Türk olunca durumun değişmesi ve gözardı edilmesi hatta Türkleri suçlu bulucu konuşmaları ülkemizde Türk Irkçılığını doğurmuştur.Ayrıca belirtmek isterim Kabinede hiç Türk asıllı insan yoktur.
Ülkemizin her döneminde peşkeş-iltimas tarzında olaylar gerçekleşmiştir ancak bu olay göz göre göre bu kadar olmamıştı en azından bizlerden saklarlardı.Size çok yakın zamandan bir örnek göstereceğim.Ali Ağaoğlu'nun Maslak 1453 projesi; Maslak bundan 6 ay öncesine kadar İstanbul'un Şişli ilçesine bağlıydı ve bu ilçenin belediye başkanı Chp'li Mustafa Sarıgül idi. Bu proje ormanın tam yanına yapıldığı ve gerekli prosedürler halledilemediği için bu projeye izin verilmiyordu.Hükumet Maslak'ı Sarıyer'e bağlamışlardır.
2 ay önce dershaneler kapatılacak diye bir haber çıkmıştı ve Tayyip Erdoğan'da bunu onaylamış ve Cemaat ile Hükumet arasında büyük bir soğuk savaş başlamıştı.Bazı çevrelere göre ise 3 gün önce ise bu sıcak savaşa dönüştü ve 4 Bakanın oğlu,çok sayıda iş adamı,1 belediye başkanı şafak baskını ile İstanbul Emniyetine götürülmüştür.Aynı gün kırka yakın Emniyet Müdürü ve Şube Müdürü görevden alınmış ve bu savaş halen daha devam etmektedir.Benim şahsi görüşüm bu işin altında sadece Cemaat var ise gerçekten korkunç bir olay tek kelimeyle facia demek istiyorum ancak ben iyi olanı düşünmek istiyorum ve sadece Cemaatin bunun bir kolu olduğunu aslında arkasında daha başka güçlerin olduğunu düşünüyorum en azından ümit ediyorum. Ben Türkiye'nin her zaman iki hükumeti olduğunu savunan bir insanım birisi görülen hükumet birisi ise görülmez duyulmaz ve konuşmaz sadece belirli noktalarda ülkeye yön verir ve uygular.Benim fikrim son bir haftada ki olaylar bu içimizde ki devletin bir planıdır ve en az geri dönülebilecek hasarlarla çıkacağız ancak aksi takdirde bu iş cemaatin işi ise tarihimizin en kötü dönemleriyle karşı karşıya kalacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder